ESER HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME
Azerbaycan tasavvuf tarihinin en önemli şahsiyeti, Türk tasavvufunun en etkili mürşidi, Halvetiyye sufi mektebinin ikinci kurucusu (pir-i sani) Seyyid Yahya eş-Şirvani el-Bakuvi, XIV. asrın sonlarında Şamahı’da doğdu. İyi bir medrese tahsili yanında şeyh Sadreddin’den tasavvufi terbiye görerek kamil bir şeyh olarak yetişti. Mürşidinin vefatı üzerine Bakü’ye gelerek Şirvanşah Halilullah’ın desteği ile burada saray yakınında dergahını kurdu. 1464’de vefat edinceye kadar yetiştirdiği binlerce mürid ile Azerbaycan, İran ve Anadolu’nun manevi dünyasının mimarı oldu. Müridlerinin tasavvufun yanında ilmi sahada da yetkin ve tesirli şahsiyetler olması tarikatın İslam dünyasında geniş şekilde yayılmasına sebep oldu.
Seyyid Yahya Bakuvi tarikatını sadece halifeleri vasıtasıyla yaymakla kalmadı. Aynı zamanda yazdığı eserlerle Halvetiyye’nin prensiplerini ve felsefesini de ortaya koydu. Bu sebepten tarikatın düşünce sistemi ve ilk usulleri günümüze kadar gelebilmiştir. “Bu fakir, birçok kimse sorup, birçok tefsirler okudum.” diye ifade ettiği gibi; tefsir, hadis, kelam, fıkıh ve tasavvuf ilimlerine vukufiyeti ve derin bilgi sahibi olduğu eserlerinde açıkça görülmektedir.
Seyyid Yahya, tamamı tasavvufi meselelerden bahseden nazım ve nesir yirmi civarında eser yazmıştır. Bunların büyük bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Nesir eserlerini Arapça, Farsça ve Türkçe, Nazım eserlerini ise Farsça kaleme almıştır. Bu lisanda yazdığı şiirlerinde “Seyyid” mahlasını kullanmıştır.